ahh annem...
ahh anneannemm...
ben var ya yatıp kalkıp size şükrediyorum..
böyle bir neslin torunu ve evladı olduğuma..
pozitif atalarım benim..
hani olumsuz bi tek cümle kursalar ya...
nerdeee...
bizde yok öyle şeyler.
yapamazsın beceremezsin, üstesinden gelemezsin...
kim demiş onu?
istedikten sonra herşeyi başarır yaparsın denir bizde.
bir hevestir başladı bende dikiş hevesi.
annem yıllarca dikiş dikmiş biri olarak pek öğreneyim istemedi dikiş dikmemi.
bilirsen dışarıda satılan her şey pahalı gelir, uğraşır durursun,
öğrenmeyiver oda eksik kalsın dedi hep.
para kazanıyosun, al giy geç..
nitekim, yaptığım ürünleri hep elde diktiğimden bu ara yine kolum boynum SOS vermeye başladı.
ben taktım bu makine işini,
alıcam bi dikiş makinesi dikicem işte.
anneme dedim ki,
Anne:
alsam dikemezmiyim sence?
kullanamaz mıyım dikiş makinesi,
annemde koca bir kahkaha,
hahayyttt koskoca arabayı kullanıyosun , dikiş makinesi mi kullanamıcan kızım dedi geçti..
işte bu kadar...
anneme göre zorluk diye bişey yok...
yapanlar nasıl yapıyo? hııı efeniim?
bastım gittim singere..
ben makineleri öle milyar falan sanıyorum tabii.
artık kaç liraysa da alıcam yani, koydum kafaya...
adam demez mi 350 lira diye..
kocaman bi nassı yaniiiiii
demişim ..
:))))))))))
taksitleri mi dedim..
yok tamamı dedi..
ana!!!!
peki dedim alıyorum..
model dedi?
düz diksin, zik zak yapsın falan dedim..
aldım gitti...
makine eve geldiğinden beri bende dur durak uyku yok...
sürekli ne diksem ne diksemmm? modundayım..
dikip dikip astım,
baktım baya sipariş var,
yetişemiyorum,
anne imdaat
al makineni gel...
annem bi yandan ben bi yandan , benim paşa oğlum bi yandan başladık üretime...
ÜÇ NESİL ÜRETİYOR YANİ.
Asilim de çok seviyor bu işleri...
var onun da bir tasarımcı tarafı bence..
o kadar keyifli bir gün geçirdikki...
işte diyeceğim o ki,
ben hobileri olan bir anneannenin,
sınır tanımayan, zor kelimesi kullanmayan kızınızn kızıyım...
hobileri olan insanlar depresif olamıyor,
istesede olmuyor işte...
bazen öle yağmurlu havalarda içim kararır gibi olur,
arkadan pat GÖKKUŞAĞI çıkar,
işte yine renklerin oyunu...
içim açılıverir.
yani benim karamsarlığım yağmurla gökkuşağı arasında...
çok şükür ya...
vallahi.
içimi dışarı yansıtan bişey olsa keşke...
hani o ultrason gibi,
duyguları resmedip dışarı döken bi cihaz olsa,
kesin bozulurdu,
bitmiyoki içimdeki enerji ve hayaller...
hep bi bayram havası...
hep bi çayır çimen, hep bi ışık topu,
öle kocamaaan bi allah sevgisi,
bide insan sevgisi...
çok sevdiğim insanlar var ya hayatımda,
öyle fena sıkı sarılıp, öle sıkı öpesim var ki, bazen kirpiklerinin her birimi öpsem yine doymam heralde diyorum...
omuzuma yaslansınlar,
dizimde uyusunlar,
karşılıksız ve çıkarsız sevgiyi hissetsinler istiyorum...
hiç üzülmesinler,
yada elimde sihirli değnek olsa da ,
sıkıntılarından üzüntülerinden arındırıversem onları,
ağzını yüzünü sıka sıka seviyorum bazen nöbetlerde öğrencilerimi...
alıştılar artık.
yumup gözlerini, hırpalanmaya bırakıyorlar kendilerini.
ben böyleyim arkadaş,
uzaktan uzaktan sevemem öle
dokunmam gerek, severken azcık çırpmam hırpalamam gerek...
ah kocam benim...
bir pazar olsun bana kahvaltı hazırlatmayan, bulaşık yıkatmayan canım benim...
elifçim be, bütün hafta yoruluyoruz, hadi hazırlan da çıkalım , şöyle otur kalk otur kalk yapmadan bi ağız tadıyla kahvaltı edelim deyip,
beni oradan oraya taşıyosun da, her isteğimi elinden geldiğince yapmaya gayret ediyosun ya,
sağol hayatım...
allahım razı olsun senden emii.
inanın eğer oğlum ve eşim bu denli destek olmasa bana, ve anlayışlı davranmasa ben bu işlere zaman ayıramam...
kafamda bir sürü fikir...
hangisini ne zaman yapsam, nerden başlasam bilemedim kiii...
bi birine gidiyor elim bir diğerine..
sonra kargo zamanıııııı
o paketler heyecan götürsün, enerji götürsü, şans götürsün herkese...
mis kokulu tombik keseler yapıyorum bu ara..
iğnedenlikler...
neşeli şeyler...
evin her bir yanında rengarenk bişeyler.
hepsi canlı gibi..
hani hercai menekşelerde bıyıklı gülen adam varmış gibidir ya.
bi tek ben mi benzetiyorum yoksa.
hani sarı ve mor karışık.
annemin çiçeklerinde hep birer insan figürü görürdüm.
sanki gülümsüyorlar gibi.
aynen işte öyle
matruşkalar birer çanlı gibi , hanımlığını bozmadan tertipli tertipli duruyorlar işte, bakıyorlar ordan,
baykuşların aklında hep bi hınzır fikir var gibi cingöz cingöz...
hahayyytttt
konuşsalar tam olacak..
bunlarla uğraşıp mutlu olmamak mümkün mü kiii???
zaten mutsuz birinin bu denli detayla uğraşması çok sıkıcı olurdu heralde..
insan moralsizken üretemiyor ki zaten..
ilham denilen şey de aynı benim gibi
enerji seviyor, güneşi seviyor, heyecanı seviyor...
onlar yoksa,
gelmiyor ki..
bunlarda hanım kızlar işte..
kapı sarkacı..
aslında yaparken aklımda hep verandalar, yazlıkların bahçeleri var.
altlarına birer minik çan...
estikçe deli bahar, şıngırdasın dursunlar...
ve çanta ....
ben küçük bi kız olsaydım, ve böyle bi çantam olsaydı, heralde onunla yatardım...
ciddiyim..
eskiden bayramlık ayakkabılarıma sarılıp yatardım...
o zamandan belliymiş zaten benim ayakkabı tutkunu olacağım..
o yüzden böyle bi çanta yapayım dedim..
nitekim, prenses gibi bir hanım kıza gitti çanta..
dedim ya evin her yeri deli duvarı gibi diye..
seviyorum ben bu halleri.
nerde hareket orda bereket işte..
onlar orda öylece duruyorlar mı sanıyorsunuz?
ben başka bişeyle ilgilenirken bir curcuna, bi sohbet ki sormayın.
ne zaman onlara dönsem çıt çıkarmadan bana bakıyorlar..
onların keyfi yerinde..
(ayy okuyanlar da bu elif delirmiş diyecek..)
yok yahu...
ben sadece cisimlere kişilik yüklüyorum..
o kadar..
güneş mesela..
en belirgin özelliği göz kırpması.
hani bi görünüp bi kayboluyor ya bulutların arkasına.
göz kırpıyor işte, en sevdiği oyun saklambaç..
neşeli bir karaktesi var..
oyuncu..
komik,
sıcak kalpli,
mesela yağmur..
hüzünlü işte,
meleklerin arkadaşı bence.
yoksa onca melek yağmur damlalarının inmesine yardım eder miydi?
biraz yalnız belki, ya da terkedilmiş..
duygu yüklü biri olmalı..
rüzgar mesela..
kararsızın teki.
bi ordan eser bi burdan,
bazen sinirlenir kasıp kavurur..
öfkeli işte..
ohoooooooo bende hikaye çookkk...
yani kısacası canlı yada cansız etrafımdaki her nesnenin bi duygusu var.
ve tabi bir enerjisi.
ben şuna çok inanıyorum ki,
ben o ürünleri yaparken ne kadar eğleniyor, ne kadar heyecanlanıyor, ve onları ne kadar seviyorsam, aynı enerjiyi satın alanların evlerine de taşıyorlar...
yaa işte böyle benim dünyam..
azıcık deli olmayanların yaşamı zor olmalı..
delilik güzel şey.
içmeden çakırkeyif olmak gibi,
her an aşık gezmek gibi,
yaşama dört elle sarılmak gibi..
renklerle arkadaşlık başka bişey..
seviyoruz birbirimizi biz..
ve ben çalışırken aklıma hep güzell şeyler geliyor..
hep umutlu, hep neşeli, hep ileri...
sizinde içinizi sarsın bu deli düşünceler emi....
açın kapılarınızı sonuna kadar keyif girsin içeriiiii....